Finansal sektör, eşine az rastlanır bir dönüşüm geçiriyor. Son günlerde, sektörde büyük yankı uyandıran bir haber geniş çapta takip edildi: Dokuz adet Wall Street'in en üst düzey bankası, devrim niteliğinde bir stablecoin geliştirmek için güçlerini birleştiriyor. Bu haber, geleneksel finansal kurumların blok zinciri alanına resmi olarak adım attığını gösteriyor ve dijital para çağının yeni bir döneminin yakında başlayacağını müjdeliyor.
Bu, Goldman Sachs, Citigroup, Deutsche Bank gibi finans devlerinin katıldığı bir proje olup, Yediler Grubu (G7) para birimleriyle bağlantılı bir dijital para yaratmayı amaçlıyor. Mevcut stablecoin'lerden farklı olarak, bu yeni nesil stablecoin, gerçek rezervlerle desteklenecek ve kamu blok zincirinde dolaşacak, kullanıcılara daha yüksek bir güven ve güvenlik sağlayacak.
Bu bankaların neden aniden stablecoinlere büyük bir ilgi gösterdiği? Cevap, gelecekteki büyük piyasa potansiyelinde yatıyor. 2030 yılına kadar, stablecoin pazarının yılda 500 bin dolara kadar olan ödemeleri işleyebileceği tahmin ediliyor. Bu rakam, stablecoin ödeme ve uzlaştırma sisteminde kimlerin hâkimiyet kurabileceğini ve gelecekteki finansal pazarda kimin söz sahibi olacağını gösteriyor.
Aslında, sadece bu dokuz banka değil, dünya genelindeki finansal kurumlar blok zinciri teknolojisine aktif olarak yatırım yapıyor. HSBC, BNP Paribas ve Deutsche Bank gibi kurumlar "tokenize edilmiş mevduat" hizmetleri geliştirmekte, SWIFT ise Ethereum ağı üzerinden para transferlerini test etmektedir. Bu trend, geleneksel finansal kurumların yeni teknolojiler tarafından bozulma konusunda duyduğu endişeyi yansıtmaktadır. Standart Chartered Bank'ın uyarısına göre, eğer zamanında harekete geçilmezse, 2028 yılına kadar gelişen piyasalardaki bankaların 1 trilyon dolar kadar mevduat kaybedebileceği belirtiliyor.
Bu arada, teknoloji devleri de elini kolunu sallayarak izlemiyor. Apple, Uber, Airbnb gibi şirketler, stablecoin'i kendi ödeme sistemlerine nasıl entegre edeceklerini araştırıyor. Bu, gelecekteki ödeme rekabetinin artık sadece bankalar arasında sınırlı kalmayacağı, aynı zamanda bankalar ile teknoloji devleri arasında, TradFi ile Blok Zinciri arasında bir mücadelenin evrileceği anlamına geliyor.
Bu finansal devrim yalnızca bankaların geleceğiyle ilgili değil, aynı zamanda her bireyin günlük yaşamını da derinden etkileyecek. stablecoin'lerin yaygınlaşması ile sınır ötesi ödemeler daha kolay ve düşük maliyetli hale gelebilir, uluslararası ticaret ve kişisel finans yönetimi de büyük değişimlere uğrayacaktır. Ancak, bu aynı zamanda finansal istikrarı sağlama, kullanıcı gizliliğini koruma, kara para aklamayı önleme gibi bir dizi zorluğu da beraberinde getiriyor.
Genel olarak, Wall Street bankalarının birlikte başlattığı stablecoin projesi, TradFi ile Blok Zinciri teknolojisinin entegrasyonunun hızlandığını gösteriyor. Bu sadece finans sektöründe büyük bir dönüşüm değil, aynı zamanda tüm ekonomik sistemi yeniden şekillendirebilir. Bu projenin ilerlemesiyle birlikte, daha dijital ve merkeziyetsiz bir finans geleceğinin yavaş yavaş şekil almaya başladığını göreceğiz.
This page may contain third-party content, which is provided for information purposes only (not representations/warranties) and should not be considered as an endorsement of its views by Gate, nor as financial or professional advice. See Disclaimer for details.
17 Likes
Reward
17
4
Repost
Share
Comment
0/400
SmartMoneyWallet
· 7h ago
on-chain veriler büyük bankaların para akışının şüpheli olduğunu gösteriyor, Balina altındaki yerleşimini altı aydır yapıyor, bireysel yatırımcılar hala haberleri mi izliyor?
View OriginalReply0
CryptoNomics
· 7h ago
*sigh* onların stablecoin'inin hız fonksiyonu açıkça nash dengesi ihlal ediyor... dürüst olmak gerekirse wall st'de amatörlük zamanı
Finansal sektör, eşine az rastlanır bir dönüşüm geçiriyor. Son günlerde, sektörde büyük yankı uyandıran bir haber geniş çapta takip edildi: Dokuz adet Wall Street'in en üst düzey bankası, devrim niteliğinde bir stablecoin geliştirmek için güçlerini birleştiriyor. Bu haber, geleneksel finansal kurumların blok zinciri alanına resmi olarak adım attığını gösteriyor ve dijital para çağının yeni bir döneminin yakında başlayacağını müjdeliyor.
Bu, Goldman Sachs, Citigroup, Deutsche Bank gibi finans devlerinin katıldığı bir proje olup, Yediler Grubu (G7) para birimleriyle bağlantılı bir dijital para yaratmayı amaçlıyor. Mevcut stablecoin'lerden farklı olarak, bu yeni nesil stablecoin, gerçek rezervlerle desteklenecek ve kamu blok zincirinde dolaşacak, kullanıcılara daha yüksek bir güven ve güvenlik sağlayacak.
Bu bankaların neden aniden stablecoinlere büyük bir ilgi gösterdiği? Cevap, gelecekteki büyük piyasa potansiyelinde yatıyor. 2030 yılına kadar, stablecoin pazarının yılda 500 bin dolara kadar olan ödemeleri işleyebileceği tahmin ediliyor. Bu rakam, stablecoin ödeme ve uzlaştırma sisteminde kimlerin hâkimiyet kurabileceğini ve gelecekteki finansal pazarda kimin söz sahibi olacağını gösteriyor.
Aslında, sadece bu dokuz banka değil, dünya genelindeki finansal kurumlar blok zinciri teknolojisine aktif olarak yatırım yapıyor. HSBC, BNP Paribas ve Deutsche Bank gibi kurumlar "tokenize edilmiş mevduat" hizmetleri geliştirmekte, SWIFT ise Ethereum ağı üzerinden para transferlerini test etmektedir. Bu trend, geleneksel finansal kurumların yeni teknolojiler tarafından bozulma konusunda duyduğu endişeyi yansıtmaktadır. Standart Chartered Bank'ın uyarısına göre, eğer zamanında harekete geçilmezse, 2028 yılına kadar gelişen piyasalardaki bankaların 1 trilyon dolar kadar mevduat kaybedebileceği belirtiliyor.
Bu arada, teknoloji devleri de elini kolunu sallayarak izlemiyor. Apple, Uber, Airbnb gibi şirketler, stablecoin'i kendi ödeme sistemlerine nasıl entegre edeceklerini araştırıyor. Bu, gelecekteki ödeme rekabetinin artık sadece bankalar arasında sınırlı kalmayacağı, aynı zamanda bankalar ile teknoloji devleri arasında, TradFi ile Blok Zinciri arasında bir mücadelenin evrileceği anlamına geliyor.
Bu finansal devrim yalnızca bankaların geleceğiyle ilgili değil, aynı zamanda her bireyin günlük yaşamını da derinden etkileyecek. stablecoin'lerin yaygınlaşması ile sınır ötesi ödemeler daha kolay ve düşük maliyetli hale gelebilir, uluslararası ticaret ve kişisel finans yönetimi de büyük değişimlere uğrayacaktır. Ancak, bu aynı zamanda finansal istikrarı sağlama, kullanıcı gizliliğini koruma, kara para aklamayı önleme gibi bir dizi zorluğu da beraberinde getiriyor.
Genel olarak, Wall Street bankalarının birlikte başlattığı stablecoin projesi, TradFi ile Blok Zinciri teknolojisinin entegrasyonunun hızlandığını gösteriyor. Bu sadece finans sektöründe büyük bir dönüşüm değil, aynı zamanda tüm ekonomik sistemi yeniden şekillendirebilir. Bu projenin ilerlemesiyle birlikte, daha dijital ve merkeziyetsiz bir finans geleceğinin yavaş yavaş şekil almaya başladığını göreceğiz.