Küresel veri uyumluluk gereksinimlerinin giderek daha katı hale gelmesiyle birlikte, işletmeler gizliliği koruma ve veri değerini çıkarma arasında denge sağlama zorluğuyla karşı karşıyadır. Avrupa Birliği'nin Genel Veri Koruma Yönetmeliği'nden Çin'in Kişisel Bilgilerin Korunması Yasası'na, Amerika Birleşik Devletleri'nin belirli sektörler için gizlilik düzenlemelerine kadar, ülkelerin yasaları veri kullanımının asgari ilkesini ve uyumluluğu vurgulamaktadır.

Bu bağlamda, gizlilik hesaplama teknolojisi ortaya çıkmış ve veri uyumluluğu ile değer yaratma çelişkisini çözmenin anahtarı haline gelmiştir. Bunlar arasında, sıfır bilgi hesaplama (ZKC) gelişmiş bir gizlilik hesaplama yöntemi olarak giderek daha fazla ilgi görmektedir. Geleneksel şifreli depolamadan farklı olarak, ZKC verilerin sızdırılmadan hesaplanmasına ve denetlenebilir kanıtlar üretmesine olanak tanır. Bu sadece veri sahiplerinin haklarının ihlal edilmemesini sağlamakla kalmaz, aynı zamanda düzenleyici kurumların şeffaflık ve izlenebilirlik taleplerini de karşılar.

ZKC teknolojisi birçok alanda büyük uygulama potansiyeli sergilemiştir. Örneğin, sınır ötesi finans hizmetlerinde, ödeme kuruluşları ZKC'yi kullanarak kullanıcı risklerini doğrulayabilir, bu sırada hassas bilgileri doğrudan iletmeden; sağlık araştırmaları alanında, farklı bölgelerdeki kurumlar hesaplama sonuçlarını paylaşabilirken, yerel veri çıkış düzenlemelerine de uyum sağlayabilirler; hatta kamu hizmetlerinde ZKC, departmanlar arası bilgi güvenliği paylaşımını sağlamak için etkili bir araç olabilir.

Bu, uyumluluk gereksinimlerini hesaplama sürecine entegre eden yenilikçi model, sadece mevcut küresel veri politikası eğilimlerinin giderek sıkılaşmasına yanıt vermekle kalmıyor, aynı zamanda işletmelerin veri değeri çıkarımı ve gizlilik koruma arasında bir denge bulmalarına yardımcı oluyor. Verinin her sektördeki önemi arttıkça, gizlilik hesaplama teknolojisi, gelecekte veri yönetiminde giderek daha önemli bir rol oynayacak ve veri ekonomisinin sağlıklı gelişimini teşvik edecektir.