Bir indirim etkinliğinde, 60 ürün satın almayı başardım, başlangıçtaki sevinç beni coşturdu. Ancak etrafa baktığımda, etrafta başka kimsenin bu alışverişe katılmadığını fark ettim. Bu keşif beni derin düşüncelere daldırdı. Meğerse 'alışverişte başarılı olmak' sandığım şey sadece bir tesadüfi şansmış. Bu deneyim, tüketim yaparken sıklıkla indirim etkinliklerinin yarattığı acelecilikten etkilendiğimizi, ürünün gerçek değerini göz ardı ettiğimizi fark etmemi sağladı. Bu, alışveriş yaparken rasyonel kalmamız gerektiğini, yüzeydeki 'alışveriş' atmosferine kapılmamamız gerektiğini, bunun yerine ürünün gerçek ihtiyacı ve değeri üzerine daha fazla odaklanmamız gerektiğini hatırlatıyor.