Küresel finans piyasalarının odak noktası, Japonya Merkez Bankası'nın Ekim ayındaki politika kararına doğru kayıyor. Birçok yatırımcı genellikle ABD Merkez Bankası'nı küresel likiditenin ana itici gücü olarak görse de, Japonya Merkez Bankası'nın etkisi de göz ardı edilemez.

Yen, küresel dolar likidite arzında kritik bir rol oynamaktadır. Uzun zamandır, Japonya'nın düşük faiz politikası, yenin küresel yatırımcılar arasında tercih edilen bir finansman para birimi olmasına neden olmuştur. Yatırımcılar, düşük maliyetli yen borçlanarak, bunu dolara çevirip yüksek getirili piyasalara yatırım yapmaktadır; bu tür bir arbitraj ticaret stratejisi küresel ölçekte yaygındır.

Ancak, Japonya Merkez Bankası faiz artırmaya başladığında, bu arbitraj modeli ciddi bir meydan okumayla karşılaşacaktır. Yatırımcılar pozisyonlarını kapatmak zorunda kalabilir ve bu da küresel likiditenin hızla daralmasına yol açarak finansal piyasalar üzerinde önemli bir etki yaratabilir. Japonya'nın süper düşük faiz politikası, küresel fonların 'musluğu' gibidir; bir kez kısılınca, tüm piyasa buna bağlı olarak sarsılacaktır.

2024 Mart ve Temmuz aylarında Japonya Merkez Bankası'nın iki faiz artırımı kararını gözden geçirdiğimizde, bunun küresel finansal piyasalar üzerindeki büyük etkisini net bir şekilde görebiliyoruz. Mart ayındaki faiz artışı, ABD hisse senetleri ve kripto para piyasasında bir tersine dönüşe neden oldu; Temmuz ayındaki faiz artışı ise Bitcoin fiyatının 62,000 dolardan 49,000 dolara düşmesine yol açtı ve Japonya Merkez Bankası'nın politikalarının küresel finansal piyasalar üzerindeki derin etkisini ortaya koydu.

Bu nedenle, Japonya Merkez Bankası'nın Ekim ayında yeniden faiz artırıp artırmayacağı, şu anda finansal piyasalarda en çok dikkat çeken konulardan biri haline geldi. Yatırımcıların bu önemli olayı yakından takip etmeleri ve olası piyasa dalgalanmalarına hazırlıklı olmaları gerekiyor.