Son zamanlarda, piyasa hareketleri ilginç bir eğilim sergiliyor: bir yandan, Bitcoin dünyasının tanınmış isimleri BTC'yi artırmayı ima ederken, diğer yandan, fiziksel altın fiyatları tarihî bir zirveye ulaştı. Bu fenomen, mevcut piyasanın ortak bir psikolojisini yansıtıyor: belirsizliklerle dolu bir dünyada, insanlar gerçekten değerli varlıklar arayışında aktif bir şekilde bulunuyor.
Geleneksel anlamda, altın fiziksel dünyanın sert parası olarak görülürken, Bitcoin dijital alandaki değer saklama aracı olarak kabul edilmektedir. Ancak, bugün daha öngörücü bir konuyu tartışmak istiyorum: Herkesin, büyük teknoloji devleri tarafından ücretsiz olarak çıkarılan, henüz tam olarak değerlenmemiş bir "hazine"ye sahip olduğu - kişisel verilerimiz.
"Veri, yeni çağın petrolüdür" söylemi sıkça dile getirilse de, bunu başka bir açıdan düşünmekte fayda var: Petrol, nihayetinde dünyayı hareket ettiren enerjiye dönüşmeden önce çıkarma, rafinasyon ve ticaret gibi birçok aşamadan geçmesi gerekiyor. Buna karşılık, kişisel verilerimiz şu anda son derece ilkel bir durumda - bu "veri madeni"nin sahibi olmamıza rağmen, başkalarına ücretsiz "keşif lisansı" veriyoruz, en değerli "maden"leri keyfi olarak çıkarıp, daha sonra bunları (örneğin, AI modelleri gibi) ürün haline getirip, yüksek fiyatlarla bize geri satmalarına izin veriyoruz. Bu durum açıkça adaletsiz.
Son zamanlarda, OpenLedger adında bir proje dikkatimi çekti. Bu proje, yalnızca basit bir "AI konsept token" olmanın ötesinde, bizim "dijital madenlerimiz" için modern bir sanayi sistemi inşa ediyormuş gibi bir izlenim veriyor.
Eğer "madencilik" mantığını kullanarak OpenLedger'in çalışma modelini analiz edersek, tasarımının oldukça yenilikçi olduğunu göreceğiz:
İlk olarak "Maden Keşfi ve Ortak Geliştirme" aşaması, projedeki veri ağı (DataNets) kavramıyla ilişkilidir. Geleneksel AI şirketlerinin veri toplama işlemlerinden farklı olarak, OpenLedger daha açık ve işbirlikçi bir model önermektedir. Bu yöntem, yalnızca verilerin çeşitliliğini ve kalitesini artırmakla kalmayıp, aynı zamanda veri sağlayıcılarının haklarının daha iyi korunmasını da sağlayabilir.
Bu yeni veri değerini anlama ve yönetme biçimi, kişisel verilere bakış açımızı tamamen değiştirebilir ve dijital ekonomi çağında bireylerin güçlendirilmesi için yeni yollar açabilir. Gelecekte, her birimiz belki de gerçekten kendi veri varlıklarımızın sahibi olabileceğiz ve bunlardan hak ettiğimiz karşılığı alabileceğiz.
This page may contain third-party content, which is provided for information purposes only (not representations/warranties) and should not be considered as an endorsement of its views by Gate, nor as financial or professional advice. See Disclaimer for details.
17 Likes
Reward
17
6
Repost
Share
Comment
0/400
RegenRestorer
· 13h ago
Veri satışlarımızdan gelen para nereye gitti? Sinir bozucu.
View OriginalReply0
JustAnotherWallet
· 13h ago
Yine emiciler tarafından oyuna getirilmek için iyi bir proje!
View OriginalReply0
mev_me_maybe
· 13h ago
Veri varlıklarını ne yapalım, önce Klip Kuponlar sonra bakalım.
View OriginalReply0
NotFinancialAdvice
· 13h ago
İyi dostum, bir enayi daha oyuna getirildi.
View OriginalReply0
FlatlineTrader
· 13h ago
Artık bu verileri bedavadan alan büyük şirketlere birinin el atması gerek.
View OriginalReply0
CoffeeOnChain
· 13h ago
Kişi başına madenci, kim deli gibi para kazanmaz ki?
Son zamanlarda, piyasa hareketleri ilginç bir eğilim sergiliyor: bir yandan, Bitcoin dünyasının tanınmış isimleri BTC'yi artırmayı ima ederken, diğer yandan, fiziksel altın fiyatları tarihî bir zirveye ulaştı. Bu fenomen, mevcut piyasanın ortak bir psikolojisini yansıtıyor: belirsizliklerle dolu bir dünyada, insanlar gerçekten değerli varlıklar arayışında aktif bir şekilde bulunuyor.
Geleneksel anlamda, altın fiziksel dünyanın sert parası olarak görülürken, Bitcoin dijital alandaki değer saklama aracı olarak kabul edilmektedir. Ancak, bugün daha öngörücü bir konuyu tartışmak istiyorum: Herkesin, büyük teknoloji devleri tarafından ücretsiz olarak çıkarılan, henüz tam olarak değerlenmemiş bir "hazine"ye sahip olduğu - kişisel verilerimiz.
"Veri, yeni çağın petrolüdür" söylemi sıkça dile getirilse de, bunu başka bir açıdan düşünmekte fayda var: Petrol, nihayetinde dünyayı hareket ettiren enerjiye dönüşmeden önce çıkarma, rafinasyon ve ticaret gibi birçok aşamadan geçmesi gerekiyor. Buna karşılık, kişisel verilerimiz şu anda son derece ilkel bir durumda - bu "veri madeni"nin sahibi olmamıza rağmen, başkalarına ücretsiz "keşif lisansı" veriyoruz, en değerli "maden"leri keyfi olarak çıkarıp, daha sonra bunları (örneğin, AI modelleri gibi) ürün haline getirip, yüksek fiyatlarla bize geri satmalarına izin veriyoruz. Bu durum açıkça adaletsiz.
Son zamanlarda, OpenLedger adında bir proje dikkatimi çekti. Bu proje, yalnızca basit bir "AI konsept token" olmanın ötesinde, bizim "dijital madenlerimiz" için modern bir sanayi sistemi inşa ediyormuş gibi bir izlenim veriyor.
Eğer "madencilik" mantığını kullanarak OpenLedger'in çalışma modelini analiz edersek, tasarımının oldukça yenilikçi olduğunu göreceğiz:
İlk olarak "Maden Keşfi ve Ortak Geliştirme" aşaması, projedeki veri ağı (DataNets) kavramıyla ilişkilidir. Geleneksel AI şirketlerinin veri toplama işlemlerinden farklı olarak, OpenLedger daha açık ve işbirlikçi bir model önermektedir. Bu yöntem, yalnızca verilerin çeşitliliğini ve kalitesini artırmakla kalmayıp, aynı zamanda veri sağlayıcılarının haklarının daha iyi korunmasını da sağlayabilir.
Bu yeni veri değerini anlama ve yönetme biçimi, kişisel verilere bakış açımızı tamamen değiştirebilir ve dijital ekonomi çağında bireylerin güçlendirilmesi için yeni yollar açabilir. Gelecekte, her birimiz belki de gerçekten kendi veri varlıklarımızın sahibi olabileceğiz ve bunlardan hak ettiğimiz karşılığı alabileceğiz.