Finansal piyasalarda faiz indirim oranına dikkat edilirken, ABD'de potansiyel bir kurumsal kriz sessizce gelişiyor. Trump'ın Federal Rezerv (FED) üzerindeki eşi benzeri görülmemiş siyasi müdahalesi, dolar sisteminin temel yapısının sarsılmasına neden oluyor.

Son dönemde, Trump, yeni onaylanan Milan gibi sadık destekçilerini Federal Rezerv (FED) yönetim kuruluna atayarak, farklı bir görüşe sahip olan yönetim kurulu üyesi Cook'u görevden alma girişiminde bulundu. Cook'u görevden alma girişimi mahkeme tarafından reddedilmiş olsa da, bu bir dizi hareket, Federal Rezerv'in bağımsızlığına önemli bir tehdit oluşturmuştur.

Bu siyasi müdahale yalnızca para politikalarının bağımsızlığını tehdit etmekle kalmıyor, aynı zamanda doların küresel rezerv para birimi olarak güvenilirliğini de etkileyebilir. Piyasalar, Federal Rezerv'in bağımsız bir şekilde hareket edemeyeceğini düşünürse, doların küresel konumu köklü bir sorgulama ile karşılaşacaktır.

Bu bağlamda, Bitcoin'in özellikleri benzersiz avantajlar göstermeye başladı. Merkeziyetsiz bir dijital para birimi olarak, Bitcoin'in para politikası kod ile belirlenir, toplam miktar sabittir, kurallar şeffaftır ve herhangi bir siyasi gücün müdahalesine tabi değildir. Bu siyasi olmayan özellik, Bitcoin'i geleneksel finans sisteminin güven krizleriyle karşılaştığı zaman potansiyel bir sistemik riskten korunma aracı haline getirir.

Kısa vadede Bitcoin fiyatının faiz indirim beklentileri gibi faktörlerden etkilenmeye devam etmesi mümkün olsa da, uzun vadede merkez bankalarının bağımsızlığı ile para kredisi arasındaki ilişimin değişimi ile Bitcoin yapısal fırsatlar ile karşılaşabilir. Daha fazla kurum ve ülke, Bitcoin'i yasal para birimlerinin politik risklerine karşı bir korunma varlığı olarak görmeyi tercih edebilir, bu da küresel varlık dağılımı mantığını yeniden tanımlayabilir.

Bu belirsizliklerle dolu finansal ortamda, Bitcoin'in apolitik özelliği en büyük avantajı haline gelebilir ve küresel finansal sistemde yeni gelişim alanları açabilir.